Kimilerine göre 30’dan önceki son çıkış, kimileri için de muhteşem bir varoluştur. Hangi taraftasın, neredesin ve neler yapıyorsun? Gelişim dönemleri arasında ergenliğe dokunan, dokundukça kanatan ya da var eden bir aralıktır. Beliren yetişkinlik olarak adlandırılmakta, ergenlik ile yetişkinlik arasındaki 18-25 yaşı kapsayan gelişimsel bir dönemdir.
Bu dönemindeki bireylerde kimlik arayışı, artan sorumluluklar, meslek, barınma ve aile ile ilgili belirsizliklerden dolayı anksiyete ve depresyon semptomları artabilir. Anksiyete ve depresyon belirtilerinden bazıları da çarpıntı, göğüs ağrısı, nefes darlığı, baygınlık ve baş dönmesi gibi bedensel yakınmalar şeklinde karşımıza çıkar.
Üniversiteden mezun olmuşsunuz ya da iş hayatının merkezindesinizdir. Hayata dair yüksek beklentileriniz ve hayalleriniz vardır. 18 yaşın umursamazlığı peşinizi bırakmak zorundadır, kaygılı haliniz gülümsemenize kadar yansımaktadır. Çevrenin bakış açısı değişmekte ve sizden beklentiler artmaktadır. 25-35 yaş arasındaki bireylerde “30 yaş sendromu” görülebilir ve kimi ağır bir şekilde, kimi de farkında olmadan bu dönemi yaşar.
Yapılan araştırmalar, evlenme ve boşanma oranlarının 30’lu yaşlarda arttığına işaret eder. Ergenlik yaşının uzadığı üniversite, master, kariyer diye hayatındaki kırılma noktalarını erteleyen, sorumluluk altına girmeyen ve şehirde yaşayan bireylerin tüketici olarak geçirdiği 20’li yaşlarından sonra 30 yaş duvarı gelip çatmıştır. Köy-kasaba gibi yerlerde yaşayan bireyler incelendiğinde, tarlada çalışan bir çiftçinin 30 yaş sendromu yaşamadığı bilinir. Çünkü her alanda bir sorumluluğu ve yoğunluğu bulunmaktadır.
Modern insan, ‘gelmeyen yetişkinlik’ ya da ‘tutuklu kalmış yetişkinlik hali’ şeklinde de ele alınabilir. Gelmeyen yetişkinlik: hayatı sonsuz bir neşe ve zevk içinde yaşamak amacıyla sorumlulukları ertelemek, sonsuza kadar ergen kültürü içinde, sadece kendi tatmini peşinde koşarak yaşamak anlamına geliyor…
İlginizi Çekebilir: Hayatı nasıl yaşıyoruz?
Peki krizlerle karşı karşıya olan insan neler yapabilir?
Yolculuğa yaşamdaki anlamını bulmakla başlayabilir. Yaşamdaki anlam yolculuğu temel güdülerimizdendir. Yaşamda anlam üç yolla keşfedilebilir:
1- Bir eylemde bulunarak (bir şeyi tanımlayarak veya bir işi başararak)
2- Doğayı, sanatı veya bir insanı sevdiğinde (bir değer yaşayarak)
3- Acı çekerek (değiştirilemez kader karşısında uygun bir tavır takınarak)
(Seyrek ve Ersanlı,2017).
Hangisinden başlamak istersin seçim sana aittir. Yola çıktığında unutma; hiçbir anı diğerine benzemez, hepsi eşsizdir ve eşsiz ihtimalleri içerir. Başlangıç ruhu bize basit bir doğruyu hatırlatır.
Çeyrek yaş plaketini almaya gidenler için yazılmıştır.
Sevgilerle.
Psikolojik Danışman/Aile Danışmanı Rüveyda Bulgan’ın diğer makaleleri için buraya tıklayınız.
İlginizi Çekebilir: Kendimizi inandırdığımız yer neresi?
İlginizi Çekebilir: Duygusal hissettiğiniz anlarda yapmanız gereken 6 şey