Dijitalleşme denilen olguyu basit şekilde tanımlamak mümkün. Elektrik faturası, PTT şubesi yerine akıllı telefona yüklenen bir uygulama ile ödendiğinde çok temel bir dijitalleşme adımı söz konusu oluyor. Köklü mağazaların web siteleri ile tüketicilerin karşısına çıkması, üstelik prosedürleri tamamlayıp e-ticaret altyapısı üzerinden satış gerçekleştirmeleri bir diğer dijitalleşme adımını temsil ediyor. Toplumun tüm kademelerinde farklı şekillerde görülen teknolojiye ve sunduğu olanaklara yönelim, insan hayatını kolaylaştırıyor.
Diğer yandan mobil cihazlar ile mobil oyun ve uygulamalar; eğlence, iş, eğitim ve birçok alanda bilgisayar kullanımı, bu kapsamdaki güvenlik sorunlarını da beraberinde getiriyor. Araştırmalar gösteriyor ki kişisel bilgileri, finansal varlıkları ve birçok benzer şeyi ele geçirmeye çalışan siber korsanlar hiçbir fırsatı kaçırmıyor. Koronavirüs salgınında hemen herkesin karşısına çıkan sahte vaka haritalarını hatırlayalım. Devamında maske tedarikinde yaşanan sorunlarla birlikte çıkan sahte maske ve hijyen ürünleri siteleri hala hafızalarda. Sayısız yöntemle insanları dolandırmaya gayret eden kötü niyetli kişiler en son aşı araştırmalarına dair verileri ele geçirmek için ilaç şirketlerine bile saldırmaktan geri durmamıştı. En nihayetine ise hemen herkes için dijital yaşama dair birçok şey, art niyetli kişi ve suç örgütlerinin tehdidi altında.
Peki daha güvenli ve sağlıklı dijital yaşam için nelere dikkat edilmeli? Çağın en büyük siber tehditleri arasındaki oltalama saldırılarından nasıl korunulur?
Oltalama saldırılarına dur de!
Oltalama saldırısı, oltayla balık avlayan balıkçının ‘hacker’, balığın ise internet kullanıcısını temsil ettiği son derece yaygın bir siber saldırı yöntemi. ‘Oltaya takılmak’, bu saldırı tipinde sahte bir e-postada yer alan ‘sahte indirim fırsatı’ linkine tıklanmasından tutun da akıllı telefona gelen SMS mesajlarında yer alan yine baş döndürücü ama kesinlikle sahte fırsatların, kampanyaların detayını içeren sahte web sitesi linklerine dokunulmasına kadar uzanıyor. Bu tip tuzaklarda ‘sahtelik’ birçok şekilde kendini gösteriyor. Örneğin bir akıllı telefon 10 bin TL yerine 100 TL’ye satılıyor. Bankalar size para hediye ediveriyor. Tuzakların ortak özelliği ilk görüldüğü anda heyecan uyandırması ve buradaki insani zafiyetle tıklama isteği yaratılması. Dolandırıcılar, bu tip faaliyetleri sonucunda cihazlarınıza virüs bulaştırabilir, kişisel bilgilerini çalabilir, vb. Peki tuzak olduğunu nasıl anlarım?
Yanıtı birkaç maddede özetlemek mümkün.
İlk olarak oltalama saldırılarında vaatler fazlasıyla aşırıdır. Şunu unutmamak gerekir kimse 10 bin TL’lik bir telefonu 100 TL’ye satmaz. Bir anda binlerce TL’lik hediye ya da ödül, bir yere tıklayarak kazanılmaz. Bunlar olsa olsa tuzaktır.
Oltalama saldırılarında yazım, anlatım ve dilbilgisi (noktalama işaretleri dahil) tarafında yanlışlar göze çarpar. Çünkü bu tip içerikler genellikle, yazılı anlatım prensiplerini ancak üstün körü bilen, hatta bazen yabancı metinleri translate ederek dolandırıcılık yapmak isteyen siber korsanlar tarafından hazırlanır.
Oltalama saldırılarında iletiyi gönderen hesaplar kontrol edilmeli. Genellikle bir kargo şirketinden geliyor gibi görünen e-postanın gönderici genellikle kargo şirketinin adresini taklit ediyordur.
Oltalama saldırılarından korunmaya dair önemli bir adım da siber güvenlik yazılımı kullanmak. Güvenilir bir siber güvenlik yazılımı, oltalama saldırılarına karşı sizi koruyabilir.
Bu noktada bizim önerimiz ESET Smart Security Premium.
ESET Smart Security Premium’u 30 gün boyunca ücretsiz kullanabilir ve devamında eğer isterseniz mütevazı bir fiyat ile bilgisayarınızı 12 ay boyunca güvende tutmaya devam edebilirsiniz.
30 günlük ücretsiz kullanım için aşağıdaki ücretsiz indirin kısmına tıklayabilirsiniz.
