Bitcoin ile ilk tanıştığım zamanı çok iyi hatırlıyorum… 2013 Kasım ayıydı, ShiftDelete.Net web sitesinde yazı işleri müdürüydüm. Aylık 10 milyona yakın ziyaretçi alan popüler site, kendi bünyesindeki yazarların yanı sıra 5-6 adet dış yazara sahipti; yazarlar arasında o dönem İsveç ya da Hollanda’da yaşayan genç bir öğrenci vardı, Blockchain, Bitcoin başlıklı haberler gönderiyor, söz konusu içerikler sürekli artan ölçekte ilgi görüyordu. 2013 sonu itibarıyla devam eden süreçte Blockchain ve Bitcoin’in kavramsal mantığını anlamaya çalışmış, ancak genel itibarıyla ‘gelecek burada’ tarzı ifadelerin dışında önemli bir yatırım (gelir) modeli olarak görmemiştim…

Devam eden yıllarda Bitcoin’in adını duymaya devam ettim, teknoloji basınından tanıdığım biri olan Ahmet Usta’nın Blockchain ve kripto paralara yönelik içerikleri, kitapları, bu alanda Fintechtime gibi çeşitli web girişimlerinde yazar olarak yer almam, yine sosyal medyadan birbirimizi takip ettiğimiz Alp Işık, İsmail Hakkı Polat gibi isimlerin konuya sürekli olarak ilgi duymaları, paylaşımları derken hep belli düzeyde yakın kaldım, ancak hala Bitcoin almamıştım, 2017’de bu durum değişti…

2017 Kasım’ında başlayan olağanüstü sıçrama ile birlikte başlayan Bitcoin trendine ben de uyuverdim, Aralık ayı içerisinde yaklaşık 10 bin TL karşılığı Bitcoin sahibiydim artık, çok hızlı bir flashforward’le 2019 Ocak ayına geldiğimizde o 10 bin TL yaklaşık 3 bin TL’ye kadar düşmüş, 3’te 2 oranında kayba uğramıştım. Bu dönemin ardından zaten 2019’da iyice gündemden düşen Bitcoin’in yeniden manşetlere taşınması ise 2020 ilkbahar aylarına denk geldi…

Yeniden ciddi sıçramalar kaydeden popüler kripto para, yılı son derece büyük bir tırmanışla kapattı. Bu arada tırmanışlar ve sallantılar yıl boyu, çoğu yatırımcıya kayıplar yaşatırken iyi bir zamanlama ile Bitcoin alıp satan milyonlarca kişi de önemli gelirler elde edecekti. En nihayetinde 2020 yılı Bitcoin’in yeniden gündeme taşınmasına sahne oldu ve 2021’e merhaba dedik…

bitcoin

İlginizi Çekebilir: Dijital minimalizm ile hayatı sadeleştirmenin temel adımları

Dogecoin 

2021’in Ocak ayının son günlerinde Dogecoin diye bir -Bitcoin benzeri- kripto para cinsinin akıl almaz sıçrayışına tanıklık edildi. Şöyle anlatmaya çalışayım, 1000 TL’lik Dogecoin satın alan bir kripto para yatırımcısı sadece 24 saat sonra bunu 4000 TL olarak geri alabiliyordu, yani yüzde 400’ün üzerinde kazanım elde edildi.

Bu akıl almaz kazancın arkasında girişimci Elon Musk’ın sahip olduğu Bitcoin’lerin bir kısmıyla Dogecoin alması yatıyor. Musk’ın kripto paralara ilişkin Twitter paylaşımları, Twitter CEO’su Jack Dorsey gibi isimlerin bu paylaşımlara beğeni ve RT ile tepki vermesi derken sosyal meydada dalga dalga etkileşimler görüldü. Genel itibarıyla 2013’ten beri var olan ama asla bilinmeyen, ve hiçbir zaman adından söz ettirmeyen Litecoin tabanlı kripto para cinsi Dogecoin’in bir şekilde trend halini alışı söz konusuydu artık.

Senaryolar Dogecoin’in bundan sonra ciddi oranda düşeceği, bu nedenle yatırımdan kaçınılması gerektiği yönünde ağırlık kazanıyor. Diğer yandan ‘bunun bir başlangıç’ olduğu ve kazandırmaya devam edeceği yönündeki spekülasyonlar da mevcut. Bana sorarsanız ilk seçenek daha mantıklı ama tabii ki bilemeyiz…

Bitcoin tarafında da artış yaşandı bu arada. 28-29 Ocak arasında değeri yüzde 15 arttı. Son derece ilginç bir şekilde kripto paralar yeniden ‘trend-topic’ haline dönüştü. Açıkçası bu oldukça ‘çalkantılı’ döneme temkinli yaklaşmak gerektiğine inanıyorum…

Yıllar önce bir kripto para yatırımcısıyla gerçekleştirdiğim sohbette bana, ‘asla kaybına üzüleceğin kadar parayı Bitcoin’e yatırma’ demişti. Bunun birçok yatırım türü açısından ortak bir öneri olduğuna şüphe yok. Borsa uzmanları da genellikle aynı şeyleri söyler. Ortak bir ‘dilek’, ancak ortada finansal baskılar varsa insanların bu tür tavsiyeleri dikkate almadığı da aşikar. Son parasını kumarda kaybeden kişilerin bir efsane olmadığını biliyoruz, bunların hepsi gerçek ve yaşanmaya da devam ediyor. Peki ne yapmalıyız?

Öncelikle üzerimizdeki baskıyı anlamlandırmalı, olası getiri ve götürülerine odaklanmalıyız…

dogecoin

İlginizi Çekebilir: 10 yıl içerisinde gezegenimizi değiştirmesi beklenen 3 biyomühendislik senaryosu

Baskı, gerçek…

Geçenlerde sinema sektöründe bir yakınımla sohbet ettim, kendisi birçok ses getiren yapımda yer aldı, önemli kazançlar elde etti ama birkaç yıldır işleri istediği gibi gitmiyor… Maalesef ciddi miktarda bahis oynuyor, çünkü baskı altında; ‘hayatın artık çok anlamsız geldiği’ minvalinde endişe verici konuşmaları da artmaya başladı… Kendisine şunu söyledim, “şu anda kötü bir dönemden geçiyorsun ama düşünsene iş geldiğinde ciddi gelirler elde edeceksin, kısa bir sürede. Bunun bilinciyle geleceğe odaklanıp, sakin olmalı ve kendini olumlu düşüncelerde tutmalısın…” Bir terapist değilim ama sanırım işe yaradı ve sakinleşti, kendine karşı daha olumlu davranmaya başladı.

Baskı gerçek… Finansal baskı, özellikle şartlar sinema sektörü gibi hızlı getirilerin olduğu alanlarda değilseniz çok daha yıpratıcı, ancak şu herkes için ortak bir argüman değil mi; herkes çeşitli özelliklere sahip inişli çıkışlı dönemlerden geçmiyor mu?

Karamsar ve yakın vadenin simsiyah göründüğü dönemlerden sonra bile her şeyin sürprizlere açık olduğuna kim karşı gelebilir? Bu nedenle kripto paralar ve onların hızlı getiri olasılıklarına sonuna kadar güvenmek yerine daha makul planlar yapabilirsiniz.

1000 TL’nizle 4000 TL kazanma ihtimali olduğu gibi 300 TL olarak geri almanız da ciddi bir olasılık. Tam bir bilinmez… Buna asla karşı koyamazsınız; işte bu yüzden ‘en azından’ kripto paralara yönelik planlarınızda şu meşhur sözü, ‘asla üzüleceğin kadarı ile yatırım yapma’yı uygulayın.

‘Tarih tekerrürden ibarettir’ ne güzel bir özdeyiş, ne kadim bir tavsiye.

İlginizi Çekebilir: Oyunların gerçek hayattaki zorlukları aşma dürtüsüne ne gibi etkileri olabilir?

Yazar Ferhat Verdi’nin diğer içerikleri için buraya tıklayabilirsiniz.