Pandemi ile birlikte gündeme gelen ve durgunluk, tatsızlık şeklinde özetlenen Languishing nedir, etkilerine karşı neler yapılabilir, nasıl başa çıkılır?

Koronavirüs salgını ile birlikte evde bir oraya bir buraya yürünerek geçirilen, arada balkona çıkılan, bazen Netflix’le bazen işle ya da okulla ilgili bilgisayar seanslarıyla kesilen süreç kimileri için farklı bir içe bakışı da beraberinde getirdi. ‘Bir sıkıntı var içimde ama sebebini bilmiyorum’, ‘aslında bir şeyler yapasım yok değil, ama ne yapsam’ gibi sorular sorduran bu içe bakış tuhaf bir sentez oluşturduğu gibi tanımsızdı da.

Salgın (ve ötesi) birçok şeyi değiştirdi şüphesiz. Sadece yaşantıları değil duyguları, hisleri, ruh halini, düşünceleri, hatta uzmanlara göre ilişkilere, aşka bakış açısını bile etkiledi. Aşılar olundu, eski normale dönüş pratik hayata geçişi hızlandırdı, okullar, keyifli mekanlar aktif. Çoğu hibrit süreçlere geçiş yapmakla birlikte iş yerleri yeniden sese soluğa kavuştu. Tüm bu yeniden eskiye dönüş adımlarına karşın tatsızlık, durgunluk ve isteksizlik hissi iç dünyada sıkıştı sanki. Bu ısrarın nedeni neydi acaba? İşte bu garip ve rahatsızlık veren his İngilizce’de languishing kelimesiyle ifade ediliyor. Türkçe’de henüz bir karşılığı bulunabilmiş değil. Bir öneri: Tatsızdurgunluk.

Languishing nedir?

Durgun olmak, cansız ve isteksiz hissetmek, halsizlik gibi ruhsal ve fiziksel durumları tanımlayan bir kavram Languishing. Languishing nedir, ne değildir diye soranlara kaynağını net bir şekilde belirtmeniz mümkün: Covid-19. Zira uzmanlara göre languishing, kişileri derinden etkileyen bir Covid-19 ruhsal ve fiziksel ‘tatsızlığı.’

Kendinizi boşlukta hissediyor, bir şeyler yapmak isterken bir sebeple yapmıyorsunuz languishing ile birlikte. Tükenmişlik sendromu gibi çağın trend ruhsal durumlarına benziyor. Depresyon, motivasyon eksikliği, umutsuzluk gibi yakın hallere de göz kırpıyor.

Mesela ne yapmak istiyorsunuz, enerjiniz var ama olmuyor? Birkaç sık karşılaşılan örnek:

  • Ödeve başlamak
  • Ödevi bitirmek
  • İşle ilgili görevleri yapmak
  • Kitap okumak
  • Film, dizi izlemek
  • Çamaşırları yıkamak, ütülemek
  • Yemek yapmak
  • Sevgiliyle veya arkadaşlarla görüşmek

Sıkıldığınıza eminsiniz ama bunu aşacak bir işle uğraşmıyor, aksatıyorsunuz. Yemek siparişleri birbirini izliyor, keşke yerime şunu yapacak biri olsa, bunu yapacak biri olsa deyip duruyorsunuz. Languishing yaşamak böyle bir şey…

languishing etkileri ve belirtileri nelerdir

İlginizi Çekebilir: Ağız tadınızı şımartan, düşük kalorili ve sağlıklı 24 atıştırmalık

Languishing konulu araştırmalar ve öneriler

Birçok kişiden duyduğunuz, gördüğünüz bu duyguya literatürde net bir isim verilmiş olması son derece normal. Araştırılan, incelenen bir konu olduğu bir gerçek. Bilimsel araştırmalara konu edildiği gibi insan psikolojisi açısından da derinlemesine 21. yüzyıl ‘yeni’ sorunlarından. Bu arada siz bakmayın 21. yüzyıl veya koronavirüs ile birlikte adından daha sık söz ettirdiğine, çok eski bir sorun olduğu kaydediliyor. Mental sağlığın yokluğu durumu da denilen languishing, örneğin 2007 tarihli bir araştırma makalesinde şöyle ifade bulmuş:

“Bireylerin yaşama karşı hissettikleri olumlu tutumların eksikliği, potansiyellerini ortaya koyamamaları ve ilham verici kaynakların ya da amaçların eksik olması.”

Depresyon ile yakın ilişkisi sıkça altı çizilen bir unsur olmuş. Depresyon etkileri, eğer languishing ruh hali söz konusuysa ‘2 kat daha yoğun şekilde’ hissediliyormuş aynı zamanda. Uzmanlara göre languishing, ilerisi için kötü bir sinyal ve sonraki 10 yılda ortaya çıkabilecek majör depresyon semptomlarına işaret ediyor olabilir.

Zihinsel sağlığa etki eden, gelecekte daha fazla sorun yaşatmaya açık olan bu tatsızlık hali, odaklanma ve motivasyon eksikliği gibi zorluklara da sebep olabiliyor. İşte tam da bu etkilerinden ötürü languishing’ten mustarip bireylerin bu sorunla yüzleşip üstesinden gelmeye dönük istekli çabalar yürütmesi öneriliyor.

Languishing nasıl önlenir

Languishing etkileri ile nasıl başa çıkılır?

Psikolog Adam Grant’in The New York Times’da yayınlanan makalesi “There’s a Name for the Blah You’re Feeling: It’s Called Languishing” (Hissettiğiniz Şeyin Bir Adı Var: Tatsızlık), konuyu ‘bölünmemiş zamanlar yaratma’ ve ‘küçük hedeflere odaklanma’ olarak tanımladığı iki yönüyle ele alıyor.

Bölünmüş zamanlar

İşe sınır konulması gerektiğinin altını çiziyor. Rahatsız edilmeyecek alanlar (örneğin balkon ya da evin az kullanılan bir odası) bulup burada kendinize ait zamanlar kurgulayın diyor. Dikkat dağıtıcı, odaklanmayı önleyen uyaranların önüne set çekin diyor ünlü psikolog. Burada dikkati dağıtan sosyal medyanın aşırı kullanımı gibi akla ilk gelen ‘zararlı’ zaman kullanım odaklarını ele alabiliriz.

En basitinden ‘yapışkan’ sosyal medya uygulamaları, akıllı telefonunuzun açılış ekranında sizi karşılamasın, sağ taraftaki en son sayfalara itin onları. Ek olarak size zarar veren ‘toksik’ insanlardan, fazla eşyalardan, olumsuz durum ve etkilerden de kaçının diyor.

Okuma Önerisi: ‘Neler oluyor, neyi kaçırıyorum nesli’ yani ergenlik dönemi ve uyku sorunları ile mücadele

Küçük hedefler

Kastedilen şey özetle bardağın dolu kısmı. Uzun ve stresli planlar yerine daha kısa vadeli stratejiler kurgulanması gerektiğini ifade ediyor psikolog Grant. Böylelikle ruh halini çok aşırı zorlamadan ilerleme katedebiliriz diyor.

Languishing

Languishing nasıl önlenir?

Kendiliğinden başlayan bir rüzgar gibi görünse de “languishing” önlenebilir. Birkaç basit adımla başlamadan bitirmek elinizde. Languishing nasıl önlenir?

  • Fiziksel dengeyi koruyun

Yeterli ve dengeli beslenin. Spor yapın.

  • Planlarınızı yazın, to do list yapın veya günlük tutun

Odaklanmanıza yardımcı olacak adımlar atarak sisteminizi dengede tutma ‘bağcıklarınızı’ daha sıkı hale getirebilirsiniz.

  • İlişkilere önem verin

Aile, arkadaşlar, partner, iş arkadaşları… Konuşun ve soyutlamanın önünde durun. Sorunları yakınlarınızla paylaşmaktan kaçınmayın. Eğlenceli zamanlar kurgulayın. Sağlık ve hijyen önlemleri ile beraber renkli partiler verin. Böylece kendinizi çok daha verimli, odaklı, sosyal ve iyi hissedebilirsiniz.