İyi bir beslenme şeklinin insanları sağlığa ve mutluluğa kavuşturduğunun herkes farkındadır. Son zamanlarda daha çok tercih edilmeye başlanan Makrobiyotik beslenme çeşidinin bireyler üzerindeki olumlu etkisi günden güne daha çok ilgi topluyor. Uzun bir tarihçeye sahip olan bu beslenme çeşidinin kişiden kişiye değişkenlik gösterebilen farklı modelleri de vardır. Ayrıca bazı rahatsızlıklara karşı çözüm amaçlı başvurulan tedavi yöntemlerinden biridir. Madonna, Sting, Leonardo Di Caprio gibi birçok ünlü sanatçı da hayatlarının belirli bir düzene sahip olabilmesi için bu beslenme şeklini benimseyerek uygulamışlardır. Hadi gelin birlikte uzun yaşam sürdürmeyi hedefleyen bu beslenme çeşidinin özelliklerini, faydalarını birlikte öğrenelim!

Makrobiyotik beslenmenin tarihçesi

Gündemden düşmeyen bu beslenmenin tarihçesi Japonya’dan başlıyor. 19. yüz yılda Japon Sagen Izhizuka tarafından ortaya atılmıştır. Makrobiyotik bazı gıdaların fazla tüketiminin zararlı olduğunu belirtir. Kendine ait işlenmemiş ve tam tahıllılar gibi sağlığı ön plana çıkaran yiyecekler içerir.

Aralıklı Oruç nedir nasıl yapılır

Makrobiyotik beslenmede yapılması gerekenler 

Makrobiyotik beslenme listelerine uymak için bazı kurallar var. Şimdi aşağıda sizinle birlikte bu kuralları inceleyelim.

  1. Ağzınızdaki yiyeceği sıvılaşana kadar çiğnemek
  2. Yemek pişirmek ve saklamak için yalnızca ahşap, cam veya çini gibi doğal malzemeler kullanmak
  3. Sağlığa büyük oranda zarar veren mikrodalga ve fırınlardan ve elektrikli ocaklardan kaçınmak
  4. Aromalı, kafeinli ve alkollü içeceklerin tüketimini en aza indirmek

Makrobiyotiğin faydaları neler

Gıda ile dengeli yaşam tarzı yaratan bu türün birden fazla faydaları bulunuyor. Hatta bazı alt diyetleri büyük ölçüde hayvansal yağları sınırlar. Bu nedenle kalp hastalığı ve yüksek kolesterol ile uğraşan kişiler için faydalıdır. Bu beslenme çeşidi şekerli yiyecekleri ve sodayı diyetten çıkarması ile diyabet hastalarına yardımcı oluyor. Bunun beraberinde yüksek karbonhidratlı tahıllara da güçlü bir şekilde odaklanıyor.

Bolca sebze bulunduran diyetler bitkilerde doğal yolla oluşan bazı kimyasalları içerisinde barındırıyor. Bu sayede meme kanseri riskini azaltabiliyor.

Makrobiyotik beslenmenin besin sınırları

Makrobiyotik beslenme önüne gelen her besini bünyesine almayı tercih etmez. Sizlerin yaşam enerjinizi her daim dinç tutan, arttıran yiyecek ve içecekleri ayırır. Tahıllar listesinde bulgur tahılı, esmer pirinç, kinoa ve karabuğday yer alıyor. Neredeyse her öğün tükettiğimiz sebzeler listesinde de lahana, brokoli, havuç, maydanoz, soğan ve turp ön plandadır. Günlük yiyecek alımının geri kalanında turşu, fasulye, doğal olarak işlenmiş deniz tuzu gibi doğal baharatlar ve miso gibi soya ürünlerini tüketmenizde sakınca görülmez. Tüm bunların yanında buharda pişirme veya soteleme gibi yemek hazırlama tekniklerini uygulayabilirsiniz.

Yin ve yang gıdalar

Yin ve yang gıdalar genellikle içeriği yüksek gıdalar olarak adlandırılır. Yin gıdalar su ile ilişkilidir. Yin gıdalarına elma, karpuz ve yoğurt örnek verilebilir. Yang gıdalar ise ateşle ilgili olup ısı üretir. Kırmızı biber, yumurta ve tarçın gibi besinler de yang gıdaları içerisine girer.