330-1453 tarihleri arasında, günümüzde yaşadığımız Anadolu ve Rumeli topraklarının büyük kısmında hüküm süren Bizans İmparatorluğu, ilginç bir yazın kültürüne de ev sahipliği yaptı. Bu kapsamdaki ender araştırmalardan birine imza atan Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Siren Çelik’in “Bizans Şiir Antolojisi, 4-15. Yüzyıllar” başlıklı kitabı dikkate değer. Kitapta Bizans edebiyatı, geniş çerçevede incelenirken ilgimi çeken kısımlardan biri de ‘gösteriş ve aşırılığı’ konu edinen kısa bir şiir oldu…
İlgini çekebilir: Mutlu ilişkinin formülü nedir?
Gelelim şiire… 500’lü yıllarda Anadolu’da yaşamış şair Agathias’ın bir latrina yani umumi tuvalet ile ilgili şiirinin Türkçe çevirisi şöyle;
“Ölümlülerin bütün sefahati ve tüm zengin yiyecekler burada çıkınca eski zevklerini kaybederler.
Sülünler, balıklar ve dibekte dövülmüş baharatla karman çorman yemekler dışkıya dönüşür burada.
Böylece tahliye eder mide, aç gırtlağın yutmuş olduklarını.
İnsan böylece anlar; gösteriş budalalığı ile onca altını sadece toz satın almak için saçmıştır.”
Şair, bu şiirinde özellikle zenginlerin lüks gıda tüketimini eleştirir. Detaylı tuvalet betimlemesi, iğrendirme ve taşlama amacı taşır.
İlgini çekebilir: Açık fikirli olmak için 5 ipucu
Balık ve baharatlar da “yüksek fiyat etiketlerine sahip olmakla birlikte” esasen sülün, öne çıkan lüks ‘tüketim’ örneği gibi görünüyor. Güzel tüylere sahip bir kuş türü olan sülün, ormanlarda yaşıyor ve yüksek fiyatlarla sofralara ulaşıyor. Bu türde besinlerin lüks olarak tanımlandığı 1500 yıl öncesinde, ‘karman çorman yemekler’ ifadesi de sadeliğin dışına çıkılması ve yiyeceklerin çok daha yoğun bir içerikle hazırlanmasına işaret ediyor.
Bu türdeki eleştiriler, yani sadelikten uzak pahalı yiyeceklere ilginin hor görüldüğü ve kültür-sanat çevrelerince ayıplandığı dönemlerin binlerce sene önce de var olduğunu gösteren bu ilginç şiir, son derece ilginç bir bakış açısı sunuyor. Şiirin günümüzdeki ‘yakın’ karşılığı için ‘nadir kürk hayvanlarından yapılmış giysilerin hala tercih edilebiliyor olması ve nesli tükenmekte olan hayvanların astronomik fiyatlarına karşın tüketilmesi gibi örnekler verilebilir. Egzotik-lüks yiyecekler başta olmak üzere daha kapsayıcı örnekler de pek tabii mümkün. Zira lüks tüketim, sadece yiyecekler için değil, hayatın her alanında sirayet eden gerçek bir sorun olmaya devam ediyor.
Bizans dönemindeki şiirlerin, kafiye gibi özellikleri ile tanınan alışılagelmiş eserlerden bir hayli farklı olduğunu belirtmekte fayda var. Alışılageldiğinin aksine bir Bizans şiiri, sadece kağıtlarda vücut bulmamış; köprü, kilise gibi yapıların çeşitli bölgelerine ‘kazınarak’ eklenmiş. Dolayısıyla Bizans şiirlerini yalnızca mısralar, kafiyeler ve insani duyguları kastetmekle ifade etmek eksik kalır… Yazarın tüm yönleri ile incelediği konuya dair detayları Alfa Yayınları’ndan çıkan kitabını edinerek öğrenebilirsiniz.
İlgini çekebilir: Doğru insan, yanlış zaman!