Mars, Yengeç Burcunda…..
Hayatımızda hareket adına ne varsa adı Mars’tır. Yemek yerken çenemizi oynatmamızdan tutun da bir durumla karşı karşıya kaldığımızda duygusal ve fiziksel savunma sistemimize kadar Mars ile yaşıyoruz. Eril/eylemsel tarafımızdır, tepkilerimiz ve savunma sistemimizdir, Ares’tir o, güçlü korkusuz savaşçı madde ve mana dünyasında korunacak neyimiz varsa orada Mars’ımız şahlanır…
Bu kadar hareketli bir enerjinin tamamen duygusal bakış açısıyla yönlendiğini düşünün; Mars-Yengeç tamamen budur! Yengeç burcu ailevi, güvenlik, duygusal, tutucu olan bilincimizi anlatır. Daha dolaylı yönden harekete geçen Yengeç, Mars gibi direkt hareket etmeyi seçmez. Bu kararsızlık ise eylem karmaşası yaratabilir. Haritamızda 4. Evimizin doğal Zodyak enerjisidir Yengeç aile içinde duygusal güven duygumuzu tatmin eden, koruyucu kollayıcı biraz da savunmacı, ayrıca vatan millet ve milliyetçilik duygularımızı en aktif yaşadığımız enerjidir.
Namı-ı diğer Mars işte bu, duygusal enerjimizi hareketlendirip hızlandıracak 21 Haziran’a kadar…
İlginizi Çekebilir: Hangisi daha değerli: Bendeki ‘ben’ mi? Sendeki ‘ben’ mi?
Duygusal dünyamız hareketlenebilir
Bu süreçte biraz dikkatli ve bilinçli olmakta fayda var. Mars çok duygusal davranmaya aşırı eğilimli bu dönem kendimizi duygusal olarak güvende hissetmediğimiz alanlarda agresyon, sinirlilik, güvensizlikten kaynaklı aşırı tepkisellik, vurup kırma, isteklerimizi zorla kabul ettirmek için manipülasyon, geçmişten bugüne uzanan duygusal hayal kırıklıklarının su yüzüne çıkması gibi durumlar yaşamamız olası bu süreçte. Huzursuzluğumuz artabilir duygusal dünyamız hareketlenebilir.
Mars ne kadar gücünü göstermek adına duygusallık sevmese de Yengeçin güvenlik arayışını güven duygusunu hareketlendirmeye ve artırmaya da müsait her şey yaşadığımız olaylara bizim bakış açımızla alakalı bunu asla unutmamak gerek. Yengeç Burcu aileyi temsil ettiği için aile için şiddetlerin ne yazık ki artması da olası.
Mars’ın kuru ve sıcak doğası (hareketlilik ve eylem) Yengeç Burcu’nun soğuk ve nemli doğası (duygusal ve tepkisel) ile uyumsuz, kararsız. Ateşin suya düşmesi gibi ya bu birleşimden çıkan buhar (hava/akıl) bizi derin düşünmeye sevk eder (dönüşme-farkındalık) ya da ateşin suyla olan arkadaşlığını (buhar olma) ‘yok olma’ olarak algılarız.
Yediğimiz, içtiğimiz her şeye dikkat edip kontrolsüz bir şekilde tavır ve eda takınmamaya özen gösterirsek bu süreci içimiz daha rahat atlatırız.
Bu kadar Mars demişken David Bowie’nin Life on Mars şarkısı geldi aklıma….
Mars’ta hayat var mı? Biyolojik olarak henüz keşfedemedik ama aslında hepimiz Mars ile yaşıyoruz da farkında değiliz…
Yazar Pınar Arın’ın diğer makaleleri için buraya tıklayabilirsiniz.
